Mesut Coşkun, dizi ve filmlerde rol alan bir oyuncu. Oyunculuktan önce
ticaretle de uğraşmış olan Coşkun, 1,5 yıldır oyunculuk yapıyor. Mesut Coşkun
ile setlerin ve sektörün durumunu konuştuk. Mesut Coşkun, set koşullarının düzeltilmesi ve set kazalarının engellenmesi için insan hayatının
paranın önüne geçmesi gerektiğini vurguladı.
paranın önüne geçmesi gerektiğini vurguladı.
Setlerde uzun bir saat diliminde durmadığını söyleyen Coşkun, “Setlerde
bize verilen role göre saat değişiyor. Mesela 'saat 2’de şu semtte olun'
diyorlar. Çekilen sahnenin uzunluğuna göre, süre değişiyor” dedi.
Harcamaların faturalarla belirtilmesi gerektiği için setlerde sigortasız
işçi çalıştırılmadığını söyleyen Mesut Coşkun, “Gittiğimiz zaman günlük
sigortalı olarak çalışıyoruz. Ama tabii sigortalı olmak set kazalarının önüne
geçilecek anlamına gelmiyor. Yeterince önlem alınmıyor. Ülkemizdeki düşünceyle
de alakalı bu. İnsana verilen değer çok az. Değer verilirse birçok şeyin önlemi
önceden alınır” diye konuştu ve önlemlerin neden alınmadığıyla ilgili düşüncelerini şöyle açıkladı: “Hep maddi güce dayanıyor. Setlerde çok para
dönüyor ama set işçilerine ve oyunculara çok az ödeniyor. Yapımcılar milyon
dolarlar alıyor. İnsan hayatı paranın önüne geçse, bu önlemlerin hepsi alınır.”
![]() |
Ferit Karol'un yönettiği "Semer" adlı kısa filmde Mesut Coşkun da rol aldı. (Film afişi, Mesut Coşkun'un sosyal medya hesabından alınmıştır.) |
"Sendika sadece güven kazandırdı"
“Oyuncular Sendikası” ve “Sine-Sen” hakkında görüşlerini de söyleyen Coşkun, “Memet Ali Alabora başkanken üye
oldum sonrasında üyeliğimi tazelemedim. Benden götürüsü oldu, bana getirisi
olmadı. En ufak bir şeyde arkanızda destek hissediyorsunuz ama neticede maddi
güç için uğraşıyorsunuz. Sendikalara sürekli para ödediğimiz zaman sıkıntıya
düşüyoruz. Ücretsiz olsa iyi olur. Sendika ne zaman devreye giriyor? Bu
yaptığımız anlaşmalarda bize söylediklerini uygulamadıkları zaman sendikaya
başvuruyoruz, şikâyetimizi yapıyoruz.
Sendika bir nevi avukatlığımızı yapıyor bizim. Sendika, sadece güven kazandırdı
fakat daha etkin olabilir. Mesela set işçilerini örgütlesin, bilinçlendirsin.
Bu şekilde yetersiz. Sadece benden aidat
alarak, beni savunarak bir yere varılmaz” diyerek, sendikaların yetersiz olduğunu söyledi.
"Her projeye imza atılmasın"
Hastalandıklarında ya da kaza olduğunda set işçilerinin parasının kesilip kesilmediğine dair ise şunları söyledi: “Çalıştığınız yapım şirketine bağlı. İyi şirketler kesmiyor ama bazı yapım şirketleri, paraya aşırı değer verdiği zaman sizin cebinizdekinde bile gözü olabiliyor.”
Setlerde yaşanan olayları, ölümleri ve kazaları sorduğumda ise kendisinin bir
kaza yaşamadığını ama bir arkadaşının başından geçen bir olayı anlatabileceğini
söyledi: “İsmini vermeyeyim ama bir oyuncu arkadaşım, Şafak Sezer tarafından
dayak yedi. Şafak Sezer ve ekibi tarafından önce hakarete uğramış sonra direkt
şiddete maruz kalmış. Bu utanç verici bir durum. O insan oraya oyuncu olarak gitmiş, bir nevi
misafir. Figüranlar, yardımcı oyuncular olmasa o filmi yapamazsın.''
![]() |
Mehmet Eryılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı "Misafir" (The Visitor) filminde oyuncu Mesut Coşkun da yer aldı. |
"Her projeye imza atılmasın"
Hastalandıklarında ya da kaza olduğunda set işçilerinin parasının kesilip kesilmediğine dair ise şunları söyledi: “Çalıştığınız yapım şirketine bağlı. İyi şirketler kesmiyor ama bazı yapım şirketleri, paraya aşırı değer verdiği zaman sizin cebinizdekinde bile gözü olabiliyor.”
Birkaç bölüm sonra reyting alamadığı için yayından kaldırılan dizilerde
çalışan set işçilerinin durumlarını anlatan Mesut Coşkun, “Herkes sözleşmeyle
çalışır. Örneğin, ilk 13 bölüm için 5 bin lira ödenecek, 13 bölüm garantiyse
para ödenecek, yoksa paranı hiç alamazsın. Böyle sözleşmeler var. Benim
tavsiyem oyuncu arkadaşlar her projeye imza atmasınlar” şeklinde konuştu.
"20 saat çalışmışsın kimin umurunda"
Yurtdışındaki ve Türkiye’deki çalışma şartlarını kıyaslayan Coşkun,
“Türkiye’de insan hakları yok. Birçok ülkeye gidiyorum, gece 10’dan sonra açık
bir yer bulamazsın. Sen 8 saat çalışacaksın. Sette de aynısı. 20 saat
çalışmışsın kimin umurunda, “Benim işim yürüsün, bir an önce bitireyim”
derdinde. Süreler kısalsa da aynı parayı
alacaksın” dedi. Bunu sonlandırmak için baş kaldırmanın, isyan etmenin
gerektiğini söyleyen Mesut Coşkun, “İnsan, haklarını savunmadığı sürece
elindeki haklarını da kaybetmeye mahkumdur” diye konuştu.
Set işçileriyle başrol oyuncularının aldıkları paralar arasındaki
uçurumlara da değinen Coşkun, “Yönetmen
arkadaşım 4 bin lira maaş alıyor, başrol oyuncusu 60 bin alıyor. Adam bunu
kabul etmezse işsiz kalıyor” diyerek aradaki farkı anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder