27 Şubat 2015 Cuma

"Set işçilerinin örgütlenmesi lazım"

Dizi seti denince akla çoğunlukla oyuncular ve yönetmenler gelir. Peki ya diğerleri? Sesçisi, ışıkçısı, makyözü, bunlar hakkında pek bilgi yoktur. Set işçilerin varlığı ancak dizilerde ya da filmlerde olan kazalarla ya da ölümlerle hatırlanır ve sonra unutulur. Kim bu set işçileri? Neden tüm kazalar bu insanların başına geliyor?

"1980 ihtilaliyle Yeşilçam’a ihtilal yapıldı"
Hasan Demircan (Oyuncu)

Oyuncu Hasan Demircan, yıllardır dizi ve film sektöründe.
'Eşkıya', 'İkinci Bahar', 'Gönül Yarası' ve 'Av Mevsimi' yapımları isimlerini duyurmuş işlerdir, çünkü kadroda Şener Şen gibi usta bir oyuncu vardır. Şener Şen'in de zor sahnelerinde ona yardıma koşan bir dublörü var, Hasan Demircan. Demircan, küçük yaşlardan itibaren set işçiliğine başladı ve oradan adım adım dublörlüğe kadar geldi. Sektörün Yeşilçam olduğu yılları ve günümüzdeki yıllarını değerlendiren Demircan, "Ben o günleri arıyorum. Set işçiliği yaptığı zamanlarda, sendikanın kuralları gereğince 8 saat çalışılırdı ve bu saat aşıldığında mesai ödenirdi. Kimin ne kadar alacağını sendika belirlerdi" dedi. Setteki işçilerin sağlığı üzerine de konuşan Demircan, profesyonel insanların çalıştırılması gerektiğini söyledi.

"18-20 saatlik çalışmalara veda edilecek" diye konuşan Hasan Demircan, set işçilerinin ölümlerine de değindi. "Bölümler, bir sinema filmi kadar uzun. İnsanlar canla başla çalışıyorlar ve uykusuz kalıyorlar ve aç kalıyorlar. Toplanma malzemesini taşıyan şoför bile uykusuz. Yolda giderken dalıyor ve kaza oluyor. Teknik eleman malzemeyi kaldırırken yorgunluktan düşüp, ölüyor" diye sözlerini bitirdi.

"12 Eylül'e üç ay kala..."
Mevlüt Ekinci (Set işçisi, eski Sine-Sen kurucularından)
Set işçisi Mevlüt Ekinci, "Set işçileri örgütlenmeli" diyor.
1978 yılından itibaren faaliyetlerini sürdüren Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), kurucularından set amiri Mevlüt Ekinci, yıllardır sektörün içinde. Sektöre duyduğu merak ve içinde bulunduğu durumdan rahatsız olan Ekinci, kuralsızlıkları nasıl düzeltebiliriz diye arkadaşlarıyla "Set İşçileri Derneği"ni kurdu ve genel başkanlığını yaptı. 1977 yılında Ankara'ya doğru "Sansüre Hayır" yürüyüşüne katıldı. "Hükümet daha sonra bizi ciddiye aldı ve sigorta yasasına iki madde eklediler. '50 yaşına gelmiş kadın ve 50 yaşına gelmiş erkek, bu alanda çalışmışsa borçlandırma suretiyle emekli olabilir' diye yasa çıktı ve bizi, işçi olarak kabul ettiler" diye yaşadıkları zorlukları anlattı. Sinema Emekçileri Sendikası'ndaki görevinden düşürüldüğünü söyleyen Ekinci, Hasan Demircan'a söylediğine hak verdi ve "12 Eylül üzerimizden silindir gibi geçti" dedi.


1983 yılında yeniden "Set İşçileri Derneği"ni kuran Mevlüt Ekinci, "Örgüt dedin mi herkes kaçıyordu. Eskisi gibi değildi" dedi, gülerek. Reklam sektöründe de çalıştığını söyleyen Ekinci, orada da her işi yaptığını söyledi. Sendikanın aktif olmadığını sözlerine ekleyen Ekinci, "Bu sektördeki insanların mücadelesi; mesleksel, ekonomik ve sosyal mücadele. Sendikanın yönetiminde siyasal bir grup varsa herkes kaçıyor" ifadelerinde bulundu. Yönetime "alavere dalavere" ile geldikleri iddiasında bulundu. Set işçileri için sözlerine devam eden Mevlüt Ekinci, "Bu alanın sağlıklı olabilmesi için, bu alanda çalışanların örgütlenmesi lazım. Avrupa'da böyle bu iş" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder